3 Kasım 2009 Salı

Medya ve siyaset kurumlarının, birbirlerinin görev ve sorumluluk alanına müdahale etmesi doğru değildir

Siyasi iktidarlar ile medya sahipliği arasındaki çıkar ilişkilerine son verilmelidir. Herkes kendi sınırlarına çekilmeyi, kendi görev ve sorumluluk alanında topluma hizmet etmeyi bilmelidir. Medya ve siyaset kurumlarının, birbirlerinin görev ve sorumluluk alanına müdahale etmesi doğru değildir.

Tıbbi ahlakın(kurallar manzumesi olarak etik’in), medya ahlakının, vs. tartışıldığı son yıllarda, en az nasibini alan siyasi ahlaktır. Son onlu yıllara kadar, Batı dahil olmak üzere bilim ve siyaset, ahlak anlayışının dışında tecelli eden süreçler olarak tanımlanmıştır. Bilindiği üzere, ahlakın içeriğinde, günlük denetimler yanında, uzun süreli denetim mekanizmaları mevcuttur: Hesabın ne zaman, nerede veya kimin için verileceği belli değildir. Yalanın, şarlatanlığın, yolsuzluğun, hukuk dışılığın, haksızlığın denetimi, hukuki yaptırımda olduğu gibi kesin değildir. Siyasi ahlak içeriği de, uzun-süreli bir denetim mekanizmasına sahiptir.

Bu çerçevede, iktidar yetkililerinin, emekçileri küçümseyen, gazete çalışanlarını soru sormaktan ve olayları sorgulamaktan alıkoyan, adeta bir sansüre zemin hazırlayan tavır ve açıklamaları da rahatsızlık vericidir. İktidarları destekleyenler de, muhalefet edenler de olabilir. Ancak hangi tarafta olursa olsun, medya, çıkar ilişkilerinden uzak durarak, tamamen fikirsel temelde, basın özgürlüğü ve gazetecilik meslek ilkeleri sınırları içinde kalarak özgürce istediği yayını yapabilmelidir. Bunda toplumsal ilerleme bakımından da yarar vardır. İktidarlar da buna saygı duymalı, eleştirici yayın yapanların üzerine intikam alma duygusuyla gitmemeli, kendilerini destekleyici yayın yapanları da kollayan ayrıcalıklı tavırlardan kaçınmalıdır.
kaynakça:Edibe Sözen, “Kertenkele Mantığı”, İstanbul, Birey, Mart 2004

kenan evren duman

Hiç yorum yok: