5 Kasım 2009 Perşembe

Enformasyon Ve Etik

Medyadaki enformasyon bir monoloğa indirgenmiştir: yüz yüze konuşma durumunun aksine, medyada alıcının yanıt verme ya da farklı görüşte olduğunu açıklama fırsatı yoktur. İnandırmak etimolojik olarak tartışma sırasında karşı tarafın bakış açısını değiştirerek desteğini almayı ifade eder. Yani, tartışmada üstünlük sağlanabilmesi için bir başka kişinin katılımı gereklidir. İkna etme ise, diyaloğa dayanmayan daha güçlü ve tek yönlü bir süreçtir. Alıcı diyalogda etkin taraf iken, iknada edilgin bir rol üstlenir. Medya, özellikle de görsel medya aracılığıyla aldığımız enformasyonu tehdit eden şey, iknanın bu özelliğidir. Öyleyse tüm medya yayıncılarının ve gazetecilerinin karşı karşıya kaldığı ahlaki eylem şudur; ya her türlü yolu kullanarak izleyicileri ve dinleyicileri belirli bir kanalı izlemeye veya gazeteyi okumaya ikna etmek ya da doğru ve tarafsız enformasyonla ve etik kanılarla onları inandırmak. Ahlak, enformasyon ve iletişimin kökeninde yer almaktadır. Bir toplumun ahlakı, büyük çapta enformasyonun elde edilme tarzına dayanmaktadır.kitle iletişim araçları sadece insanların bilgisini genişleten ve zenginleştiren enformasyonu aktarmamakta, aynı zamanda belirli bir görüşü ortaya koymaktadırlar. Buradaki sorun, gerçekliğe ilişkin bilgilerin tam olarak medya tarafından sağlanmasından dolayı, enformasyon sürecinde gerçeklikten herhangi bir sapma olduğunda, çoğu kez bu sapmanın yurttaşlar tarafından düzeltilememesidir. Bu nedenle, medyanın çok büyük ahlaki sorumluluğu söz konusudur.

Kitle iletişim araçları en geniş izleyici kitlesini kendilerine çekme tasası içindedir. İzleyici kitlelerinin büyüklüğü kitle iletişim araçlarının reklam gelirlerini arttırmaktadır. Buradaki risk, izleyici (okur/dinleyici vb) kavramıyla müşteri kavramının karıştırılmasıdır. Örneğin, okuyucuların, dinleyicilerin yada izleyicilerin sayısı sık sık Pazar payı olarak dile getirilir. Enformasyon ve iletişimin, aktarılan yanlı imgeler seline direnememe tehlikesi burada yatmaktadır. Gazeteciler en sansasyonel başlıklar için yarışmakta ve televizyon izleyicileri üzerinde doğrudan duygusal etki yaratmak amacıyla düzenlenen en çarpıcı görüntüleri gösteren bir gösteri aracı haline gelmektedir. Biz, imgenin göz kamaştıran büyüsü altında doğruluk ve geçerliliği hoş ve çekici olanla karıştırma riskiyle karşı karşıyayız. Bu bağlamda enformasyon ve iletişim bir imgeler dizisine indirgenebilir. Gazetelerin haber başlıklarının diline ve fotoğraflara öylesine alıştık ki, bu dil ve sözcükler görsel imgelerle desteklemediklerinde güçlerini yitirmektedirler. İmge özden çok daha önemli hale geldi.
kaynakça:Manuel Nunez Encabo, Gazetecilik Etiği Ve demokrasi, Derleyen; Süleyman irvan, Medya Kültür Siyaset, Bilim Sanat Yayınları, Ankara, 1997

Hiç yorum yok: