4 Kasım 2009 Çarşamba

Facs of Life, bir Deleuze belgeseli


Ekim ayında altyazı dergisinde okudum yazıyı. Bloğa koymak için biraz bekledim. Eğer Ekim altyazı dergisini bulabilirseniz mutlaka elde edin. yazının bir bölümünü bloğuma koyuyorum. Her sosyalbilimcinin merakla izleyip okuyacağı bir kaynak olmuş.

"Facs of Life , bir Deleuze belgeseli . . . Ancak son yıllarda Derrida ve Zizek ' üzerine ' yapılan belgesellerden farklı olarak , felsefecinin imgesini değil felsefesini filme aktarmaya çalışıyor . Sinemanın sınırlarını zorlayan bu deneysel belgeselin yönetmenleri Silvia Maglioni ve Graeme Thomson ' la görüştük . ? SÖYLEŞİ ASLI ÖZGEN TUNCER Dünya prömiyeri FIDMarseille ' de ( Marsilya Belgesel Film Festivali ) yapılan Facs of Life , Köln ' de yapılan Uluslararası Deleuze Konferansı ' nda , filmin yönetmenleri Silvia Maglioni ve Graeme Thomson ' un da katıldığı bir gösterimle Deleuze çalışan öğrenci ve akademisyenlere sunuldu . Bir Deleuze belgeseli olarak algılansa da aslında yönetmenlerinin de değindiği gibi , sadece belgesel türünü değil , film kavramını da sorgulayan Facs of Life sinemanın sınırlarını zorluyor ve ötesini keşfe çıkıyor . Facs of Life için , GiUes Deleuze ' ün felsefesini hissettirmeye yönelen bir nonfilm demek mümkün . Filmin açılışında duyduğumuz ilk cümle de bunun kanıtı : " Bir film var . Bir film izliyorsunuz veya belki de film değil bu , film olmaya hamle etmeden , bir hamlede önünüze gelen ham çekimler sadece . . . " Deleuze ve Guattari ' nin ' Mille Plateaux ' adlı eserinden esinle sekiz ' plato ' dan oluşuyor film . Bu platolar ve başlıkları sırasıyla şöyle : Deleuze ' ü arşivlerde arayan ama imgesinin yakalanamazlığını irdeleyen ' arşivlenemeyen arşiv ' ( inarchivâ ) , dijital teknolojinin görüntülü iletişimi mümkün kılmasından yola çıkarak despotun yüzüne uzanan ' yüzsellik ' ( faciality ) , Vincennes ormanında çıkılan yürüyüş ve bir zamanlar üniversitenin olduğu ama artık olmadığı o varlık / yokluk alanında1 bulunma üzerine düşünen ' eğilim ' ( incîination ) , bir ses labirentinin denendiği ' ölçüler / aralar ' ( scales / intervals ) , ' AntiOedipus ' un otoban sınırında yüksek sesle okunarak dışarda durma ve sınırda olma denemesi gerçekleştirilen ' sınırlar ' ( borders ) , ölü hayvan resimleri kullanarak ölüm ve yaşam haritabilimi oluşturmaya çalışan ' dermansızlık ' ( ipuissance ) , Virgina VVoolf ' un ' Mrs . Dallovvay ' kitabındaki Londra yürüyüşlerinden alıntılar eşliğinde Deleuze ' ün Paris ' teki evinin sokağına yapılan tedirgin bir ziyaretin yer aldığı ' yürüyüş ' ( promenade ) ve kayaların kopup parçalanması eğretilemesi üzerinden düşüncenin uzamında kaybolan felsefecinin imgesiyle son bulan ' falez ' ( falaise ) . . . " Filmi lineer olarak izlemeniz gerekmiyor ; karışık bir sırayla da izleyebilirsiniz , " diyor Graeme ve ekliyor , " ancak sonuncu platoyu en son izlemek şartıyla . " ' Mille Plateaux ' yu okumuş olanlar hatırlayacaktır , Deleuze ve Guattari ' nin okuyucularına verdiği bir nasihattir bu . Hiyerarşik ve lineer olan ' ağaçbiçimli ' ( arborescence ) düşünce yapısına karşın , karmaşık , çoklu , rastlantısal ve saçılmacı ' köksaph ' ( rhizome ) düşünce yapısını yansıtırlar bu kitapta . Sinemada benzer bir biçim oluşturma deneyselliğine adım atan Facs of Life , Deleuze ve Guattari ' nin yeğ tuttuğu köksaph düşünce yapısını yansıtma çabasıyla sürekli bir derin düşünce atmosferinde ilerleyerek , izleyiciyi , film ile arasında kuracağı ilişki üzerinden bir düşünsel deneyimleme serüvenine çıkarıyor . Deleuze ve Guattari ' nin ifadesiyle , film sadece izleyicinin prizine takıldığında çalışmaya başlayan bir makina . . ."


kaynak:altyazı dergisi ekim sayısı

Hiç yorum yok: