19 Haziran 2009 Cuma

Sonsuza Tanıklık Levinas'tan Seçme Yazılar

Emmanuel Levinas

Sonsuza Tanıklık

Levinas'tan Seçme Yazılar

Çeviri: Hakan Yücefer, Ceylan Uslu, Umut Öksuzan, Cemalettin Haşimi, Özkan Gözel, Erdem Gökyaran, Zeynep Direk, Gaye Çankaya, Melih Başaran, Medar Atıcı
Hazırlayan: Erdem Gökyaran, Zeynep Direk
Kapak Tasarımı: Semih Sökmen

Kitabın Baskıları:
İlk Basım: Ekim 2003



Fransız felsefesinin öndegelen düşünürü Levinas'ın 1930'lardan 1990'lara kadar süren felsefe yolculuğunun başlıca anlarını bir araya getirdik bu seçkide... Ben ve başkası, yüz yüze ilişki, öznelik, varlık, felsefe, aşk ve eros, etik ve adalet, Tanrı ve Sonsuz üzerine bilgece metinler ve yanı sıra kendisiyle yapılmış söyleşiler okuyacaksınız bu kitapta.
Başkası'yla ilişkinin filozofu olarak tanınan Levinas'ın, bütün yapıtı boyunca, nasıl, "insanın insan için olduğu bir dünya"nın peşine düştüğüne tanık olacaksınız.


İÇİNDEKİLER


Sunuş, Zeynep Direk
Hitlerizmin Felsefesi Üzerine Birkaç Düşünce
Varolansız Varoluş
Gerçeklik ve Gölgesi
Varlıkbilim Temel midir?
Dehşeti Onaylar Gibi
Bütünlük ve Sonsuz'a Önsöz
Aşkın İkircikliği
Eros'un Fenomenolojisi
Aşkınlık ve Yükseklik
Başka'nın İzi
Öz ve Çıkarsızlık
Tanrı ve Felsefe
Biriciklik Üzerine
Ahit
Tanrı'nın İradesi ve İnsanların İktidarı
Felsefe, Adalet ve Aşk
Fenomenolojiden Etiğe
Etik ve Siyaset
Etik ve Sonsuz
Kaynaklar


OKUMA PARÇASI


Zeynep Direk, Sunuş, s. 7-9

Bu seçki, çağdaş Fransız felsefesinin önemli düşünürlerinden biri olan Emmanuel Levinas'ın hiçbir eserinin dilimizde yayımlanmamış olduğu koşullarda, Türkçe'de Levinas'ın dilini kurmak, 1930'lardan 1990'lara kadar süren bir felsefe yolculuğunun fikrimizce kayda değer anlarını öne çıkararak bu düşüncenin birinci elden alımlanmasının yolunu açmak ve eserin bütünü hakkında okuyucuda en azından bir ön fikir yaratmak amacıyla hazırlandı. Metinler, Levinas'ın felsefesiyle ilgilenen yüksek lisans öğrencileri ve akademisyenler tarafından çevrildi, çeviriler pek çok kez elden geçirilerek düzeltildi ve aralarında dil birliği sağlandı. Bütün süreç iki yılda tamamlandı. Türkiye'de felsefe çevirileri konunun uzmanı olmayan kişilere yaptırıldığı zaman ortaya yanlış anlamalarla ve hatalarla dolu, felsefe dünyamıza yarardan çok zararı dokunan ürünler çıkıyor. Bir felsefe metnini çevirmek için dil bilmek yetmez, konuyu da iyi bilmek gerekir. Türkçe'de Batı felsefesinin yapılabilmesinin bir koşulu da iyi bir yayıncılık çalışmasıdır. Piyasaya dili düzgün bir ... Devamını okumak için bkz.


"Felsefe, Adalet ve Aşk"(1), Söyleşi: Rául Fornet-Betaucourt, Alfredo Gómez Müller(*), 3-8 Kasım 1982, s. 241-259


"Öteki'nin Yüzü, felsefenin başlangıcı olacaktı." Bu sözlerle felsefenin, sonluluğun deneyimi ile ve bu deneyimin içinde değil de daha çok adalet çağrısı olarak Sonsuz'un deneyiminde başladığını mı söylemek istiyorsunuz? Felsefe, kendinden önce mi başlıyor, felsefi söylemden önce yer alan bir yaşanmışlığın içinde mi başlıyor?

Bununla özellikle şunu söylemek istiyorum: anlamın düzeni, ki benim için ilk olandır, bize tam da insanlararası ilişkiden gelir ve bundan sonra Yüz, anlamca çözümlenmesinin sonucunda ortaya çıkabilecek tüm yönleriyle, düşünülürlüğün başlangıcıdır. Elbette, aynı anda etiğin bütün ... Devamını okumak için bkz.


ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER


Senem Onan, “’Çürük’ bir felsefeci!”, Radikal Kitap, 27 Şubat 2004

"Levinas, Emmanuel (1905- ) Fransız düşünürü... Felsefe alanında ne kadar saçmasapanlık varsa tümünü benimsemiş, Husserl'in olaybilimi (fenomenolojisi) üstünde çalışmış, Heidegger'in varoluşçuluğunu (egzistansiyalizmini) izlemiş, Yahudiliği uzun uzun incelemiştir. Sağlam bir çağda yaşayan çürük kafalardan biridir." Orhan Hançerlioğlu, kendi Felsefe Ansiklopedisi'nin düşünürler bölümünde Litvanya doğumlu Fransız filozoftan böyle bahsediyor.

Can Yücel de, dünyadaki en uzak mesafeninin iki insan zihni arasında olduğunu söyler. Düşüncelerimiz en mahrem yanımızdır. En düşünmeden söylediğimiz düşüncemiz yüzünden bile, herkesin önünde çırılçıplak kalmış gibi hissedebiliriz. Başka bir şey, bir düşünce veya olayla karşılaştığımızda “saçmasapan” buluvermek hepimizin zaafıdır. Bu zaaf birinin demek istediğini anlamadığımızda daha bir palazlanır. Birinin, bir başkasını anlamaması, her ne sebeple olursa olsun hazin bir durum. Levinas mevzuya daha bilgece yaklaşır; ...

Senem Onan, “’Çürük’ bir felsefeci!”, Radikal Kitap, 27 Şubat 2004

"Levinas, Emmanuel (1905- ) Fransız düşünürü... Felsefe alanında ne kadar saçmasapanlık varsa tümünü benimsemiş, Husserl'in olaybilimi (fenomenolojisi) üstünde çalışmış, Heidegger'in varoluşçuluğunu (egzistansiyalizmini) izlemiş, Yahudiliği uzun uzun incelemiştir. Sağlam bir çağda yaşayan çürük kafalardan biridir." Orhan Hançerlioğlu, kendi Felsefe Ansiklopedisi'nin düşünürler bölümünde Litvanya doğumlu Fransız filozoftan böyle bahsediyor.

En uzak mesafe

Can Yücel de, dünyadaki en uzak mesafeninin iki insan zihni arasında olduğunu söyler. Düşüncelerimiz en mahrem yanımızdır. En düşünmeden söylediğimiz düşüncemiz yüzünden bile, herkesin önünde çırılçıplak kalmış gibi hissedebiliriz. Başka bir şey, bir düşünce veya olayla karşılaştığımızda “saçmasapan” buluvermek hepimizin zaafıdır. Bu zaaf birinin demek istediğini anlamadığımızda daha bir palazlanır. Birinin, bir başkasını anlamaması, her ne sebeple olursa olsun hazin bir durum. Levinas mevzuya daha bilgece yaklaşır; "Başkasıyla olan ilişkimiz, elbet onu anlamayı istemektir, ama bu ilişki anlamayı aşar." Çünkü ona göre başkası sadece olduğu için, bizzat “olma” niteliğinden dolayı önem taşır.
Çocukların erken yaşta İbranice'yi ve Ahdi Atik'i öğrendiği bir Musevi cemaatinde büyüyen ve karısı hariç tüm ailesini Yahudi soykırımında kaybeden Levinas'ın; “başkası”yla ilişkilerimiz, ben ve başkası, yüz yüze ilişki, öznelik, varlık, aşk ve eros, etik ve adalet konularında makaleleri var.
Metis Yayınları, çağdaş Fransız felsefesinin bu önemli düşünürünün seçme yazılarından ve kendisiyle yapılmış söyleşilerden oluşan bir seçki hazırlamış. Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Zeynep Direk ve Erdem Gökyaran tarafından hazırlanan Sonsuza Tanıklık, Levinas'ın henüz hiçbir eseri Türkçe yayımlanmamış olduğu için iyice önem kazanıyor. Çünkü işin içine bir de Levinas'ın Türkçe'deki dilini kurmak giriyor.

Felsefi bir metni anlamak

Kitabın sunuş bölümünde Direk'in de belirttiği gibi, uzmanı olmayan kişiler tarafından yapılan felsefe çevirileri yüzünden ortaya gerçekten saçmasapan bir durum çıkabilir. Bir felsefe metnini çevirmek için “dil” bilgisi kadar, konuya hâkim olmak da gerekli. Bu kitaptaki metinler, Levinas felsefesiyle ilgilenen yüksek lisans öğrencileri ve akademisyenler tarafından çevrildiği için içimiz ferah. Teknik ve terminoloji yüklü felsefe dilinin getirdiği zorluklar ise çoğu okuyucu için baki. Belki de, felsefi olsun olmasın, herhangi bir metni anlamak, ancak dinleme sanatında ustalaşma arzusu varsa mümkün olabilir.
Açıkça söylemekte fayda var, bu metinler her babayiğidin harcı değil. Ama Levinas'la yeni tanışanlar için Sonsuza Tanıklık'ta hem önemli kavram ve konuların açıklamaları var hem de teorik metinleri anlamaya yardımcı olacak ipuçları veren söyleşiler. Seçki'nin diğer bir faydalı yanı da düşünürün geniş ilgi yelpazesinin yansıtılması. Levinas hakkında temel bilgi edinmek isteyenler bu kitabı okuyarak onun İsrail ve Yahudi Etiği üzerine düşüncelerini, sanat, estetik ve siyaset hakkındaki fikirlerini öğrenebilir.
Levinas, Philippe Nemo ile 1981'de yapılan söyleşisinde, varlığın anlamına ilişkin önemli sorunun Leibnizci "neden bir şey var da, yok değil?" sorusu değil, "varolarak öldürüyor muyum?" sorusu olduğunu iddia eder. Çünkü öldürmeksizin veya en azından birinin ölümüne zemin hazırlamaksızın toplum içinde yaşanamaz. Kitabın son paragrafında da, gerçekten insanca bir yaşamın dinginliğini devam ettirebilmesi için varlığın kendi varlığının sebebi olarak görülmemesi, hayatta kalma arzusunun varlığın temeli haline gelmemesi gerektiğini söylüyor. Sonuçta ona göre, Karamozof Kardeşler'den Alyoşa'nın da dediği gibi hepimiz tüm diğerlerinden sorumluyuz.

Hiç yorum yok: