12 Şubat 2010 Cuma

Lazer Yazıcıya Gönderilen Ya Da Fotokopi Cihazında Çoğaltılan Kâğıt Belgelerdeki Görünmeyen İzlerle Belgenin Kaynağı Belirlenebiliyor

Dijital çağda insan haklarını korumak için çalışan ABD'deki Electronic Frontier Foundation'ın (EEF - Elektronik Sınır Vakfı) araştırmalarına göre modern yazıcı markalarının neredeyse tümü, basılan her belgeye gözle görülmeyen minik sarı boyalarla cihazın kimlik numarasını ve baskı tarihini atıyor. Bu mikroskobik izler sayesinde ele geçen bir belge, mektup ya da herhangi bir basılı evrakın ne zaman ve hangi kimlik numaralı yazıcıdan çıktığını öğrenmek mümkün. Yazıcının nerede, ne zaman ve kim tarafından satın alındığı ticari kayıtlarda mevcut olduğu için yapbozun parçalarını birleştirmek çok kolay. Resmi gerekçeye göre amaç dolar kalpazanlığıyla mücadele ama uzmanlara göre asıl hedef uluslararası terörizmle savaş!

Teknolojinin sağladığı nimetlerden yararlanan tüketiciler bu teknolojinin birey hakları ve temel özgürlükler için ne gibi tehlikeler içerdiğinin pek farkında değil! Sokaklara ya da şirketlere yerleştirilen güvenlik kameralarıyla insanların suçlu suçsuz ayrımı yapılmadan izlendiği ve kayda alındığı biliniyor. Hatta birçok insanın internetten gönderdiğimiz herhangi bir elektronik mektupta bilgisayarımızın elektronik imzasının bulunduğundan da haberi var! Ama bilgisayarımızdan bir süper lazer yazıcıya gönderilerek çıkış alınan ya da fotokopi cihazında çoğaltılan bir kâğıt belgenin de görünmeyen izler taşıdığını kaçımız biliyor?
Merkezi ABD'de bulunan ve elektronik cihazlarla ilgili temel özgürlükleri korumak için mücadele veren Electronic Frontier Foundation (EEF) tarafından ortaya çıkarılan olay, dünyada "Büyük Birader"in artık ne amaçla olduğu bile bilinmeyen bir şekilde günlük hayatımızı bir ahtapot gibi sarıp bizi izlediğini ortaya çıkardı. Dijital çağda insan haklarını korumak için çalışan EFF'nin araştırmalarına göre, modern yazıcı markalarının neredeyse tümü, basılan her belgeye gözle görünmeyen minik sarı boyalarla, cihazın kimlik numarasını ve de baskı tarihini atıyor
.
Resmi gerekçe dolar kalpazanlığı
EFF tarafından bu gizli izlerin keşfedilmesi büyük yankı uyandırınca konu önce geçiştirilmeye çalışıldı ama izlerin Amerikan istihbarat kurumlarının talebi üzerine üreticiler tarafından geliştirilip yazıcılara yerleştirildiğinin ortaya çıkması skandala neden oldu. Resmi gerekçeye göre amaç, bu modern cihazlar aslından ayırt edilemeyen mükemmellikte belgeler üretebildiği için dolar kalpazanlığına karşı önlem almak. Ama uzmanlara göre, yazıcıların bu özelliğinin tüketiciye anlatılmamış olması gösteriyor ki asıl hedef uluslararası terörün ya da başka şeylerin izini sürebilmek! Çünkü bilgisayarlardaki bu mikroskobik izler ele geçen bir belgenin, bir mektubun ya da herhangi bir basılı evrakın ne zaman ve hangi kimlik numaralı yazıcıdan çıktığını kanıtlıyor. Bu yazıcının nerede, ne zaman ve kim tarafından satın alındığı ise ticari kayıtlarda mevcut. Yani artık yapbozun parçalarını biraraya getirmek çok daha kolay.

AB mevzuatına aykırı
Bu gerçeğin ortaya çıkmasıyla gündeme gelen soruysa şu: Uluslararası terörle mücadele adına, özel hayatımızın bu kadar hoyrat biçimde izlenmesi kabul edilebilir mi? Bu durum ABD'de yürürlükte olan yasalara aykırı değil ama Avrupa Birliği yetkilileri bu gelişmeden fena halde huzursuz. Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Vekili ve temel özgürlük haklarından sorumlu komisyonun üyesi olan Franco Frattini, Avrupa Parlamentosu'nda verilen bir soru önergesi üzerine bu tür ajanlık yapan teknolojilerin, mesela kalpazanların enselenmesinde ya da çok önemli suçların kanıtlanmasında kullanılmaya elverişli olduğunu kabul ediyor. Frattini'ye göre AB yasalarında yazıcılarla ya da fotokopi makineleriyle ilgili özel bir düzenleme yok. Ama söz konusu durum 1995'te yayınlanan ve vatandaşların özel hayatını korumayı garanti altına alan AB mevzuatına aykırı. AB Komisyonu'nun en yetkili isimlerinden olan Frattini'ye göre bu uygulama AB yasalarının ihlali anlamına da geliyor. Ama AB'nin yetkili kurumları birçok örnekte olduğu gibi "yazıcılardaki gizli izler" konusunda da insan hakları ihlaline sadece "sözde" karşı çıkmakla yetiniyor. Çünkü hayat devam ediyor ve Avrupa'nın binlerce yerleşim biriminde her gün on binlerce tüketici, birilerinin kendini izlediğinden habersiz ajanlık yapan yazıcıları satın alıp evine götürüyor, çıkış aldığı her belgede imzasının bulunduğunu bilmeden hayatını sürdürüyor.


Haberin devamını Yeni Aktüel dergisinin 141. sayısında bulabilirsiniz!

Hiç yorum yok: