13 Şubat 2008 Çarşamba

"BİR TARİHİN TANIĞINDAN PİLATUS'UN GÖLGESİNDE"

LEFKOŞA- 08.02.2008 - KKTC'de gazeteci Başaran Düzgün, Kıbrıs
sorununun yakın geçmişinde dönüm noktası olan Annan planının da doğduğu süreçteki
zirveleri, belgeleri ve tanıklık ettiği olayları anlattığı "Bir Tarihin
Tanığından Pilatus'un Gölgesinde" adlı kitabını tanıttı.
Başaran Düzgün, kitabının yeniden başlayacak görüşme sürecine ışık tutması
dileğinde bulundu.
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliğinin sohbet toplantısına konuk olan Kıbrıs
Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Başaran Düzgün, kitabını anlattı, soruları yanıtladı.
Annan planına son şeklinin verildiği Mart 2004'teki Bürgenstock zirvesini
izleyen 3 Kıbrıslı Türk gazeteciden biri olan Düzgün, kitap yazma fikrinin bu
zirve sırasında Türk gazetecilerle sohbetleri sırasında doğduğunu söyledi. 24
Nisan 2004'teki referandum gecesinde tarih yaşandığını keşfettiğini, tarih yazmak
için de bir süre beklemek gerektiğini belirten Düzgün, Annan planı için,
"hakkında bu kadar yalan söylenen, spekülasyon yapılan başka bir plan var mı
bilmem" ifadesini kullandı.
Annan planına "evet" denmesi için uğraştığını hatırlatan Düzgün, "Yalanların
tarihi bastırmaya başladığını ve planın hazırlanmasına büyük emeği geçenlerin
bile olayları unutmaya başladığını fark edince kitap hazırlığını hızlandırdığını"
söyledi.
Kitabını, dönemin Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Başbakanı Mehmet Ali Talat ve
Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş'la mülakatlar yaparak, zirve ve toplantı
tutanaklarından yararlanarak ve kendi tanıklıklarından hazırladığını anlatan
Düzgün, Bürgenstock zirvesinin tutanaklarının bir bölümünün aynen kitapta yer
aldığını kaydetti.

-"BİLDİKLERİMİZ BUZ DAĞININ GÖRÜNEN PARÇASIYMIŞ"-

Başaran Düzgün, "Biz gazetecilerin her şeyi bildiği, duyduğu ve yansıttığını
sanırız. Oysa kitabı hazırlarken öğrendim ki, o dönemde gördüklerimiz,
bildiklerimiz buz dağının görünen parçasıymış. Örneğin Serdar Denktaş'ın
Papadopulos'la 9 kez görüştüğünü bilmiyordum. Ergün Olgun'un (eski
Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı) Verheugen'in üzerine yürüyecek kadar sinirlendiğini,
Türk heyetinin toprak kavgasını bilmiyordum" diye konuştu.
Kitabını, bilinmeyenleri halka anlatmak amacıyla yazdığını ifade eden
Düzgün, bu yıl içinde Kıbrıs sorununun çözümü için görüşmelerin başlayacağına
inandığını, halkın yeniden Annan planı dönemine benzer tartışmalar yaşayacağını,
yeniden planlarla karşılaşacağını söyledi.

-"SON KEZ PAZARLIK MASASI KURULACAK"-

Düzgün, "İnsanların yaşamını temelden değiştirecek bir sürece giriyoruz,
anlaşma olsa da, olmasa da. Bence son kez pazarlık masası kurulacak ve Kıbrıslı
Türklerle Rumlara 'uzlaşır mısınız' diye sorulacak. Kitabımın tüm bunlara ışık
tutması umudundayım" dedi.
Bürgenstock zirvesine ilişkin anılarını aktarırken çok pahalı bir otelde çok
zor şartlarda görev yaptıklarını, 10 günlük zirve boyunca Kıbrıs Türk heyetinden
sadece bir kez Serdar Denktaş'ı görebildiklerini anlatan Düzgün, buna rağmen iyi
gazetecilik yaptıklarını söyledi.
Rum sözcünün ise her gün otele giderek Rum gazetecileri bilgilendirdiğini,
onların da toplu hareket ederek aynı haberleri yazdığını kaydeden Düzgün, canlı
yayında bir Rum gazetecinin, zirvenin sonucunu, "Türklere kebap, bize sandviç
verildi" sözleriyle özetlediğini aktardı.

-TALAT VE DENKTAŞ-

Başaran Düzgün, konuşmasını özetle şöyle sürdürdü:
"Bu süreçten bir lider doğdu: Talat. 6 milletvekili olan bir parti
başkanıyken süreç sonunda cumhurbaşkanı oldu.
Bu süreçte bir liderin meziyetlerine tanık olduk: Denktaş. Denktaş isteseydi
inanmadığı bu süreci berhava edebilirdi, zirveye gidecek olanlara yetki
vermeyebilir, süreci kilitlerdi."

-"ANNAN PLANI MELEK DE DEĞİLDİ ŞEYTAN DA"-

Kitabını yazma sürecinde edindiği yeni bilgilerle geriye dönük
değerlendirmesinde bir miktar Annan planı militanlığı yaptığını fark ettiğini
söyleyen Başaran Düzgün, "Planda Kıbrıslı Türklerin çok aleyhine şeyler de vardı
ama karşı taraf o kadar çok şeytanlaştırmıştı ki biz de melekleştirdik. 80 bin
insanın evlerini terk etmesi ve olmayan evlere yerleşmesi vardı planda ve
referandum günü bile ortada para yoktu. Annan planı melek de değildi şeytan da"
diye konuştu.

-KARPAZ KONUSU-

Düzgün, Annan planına "evet" diyenlerin, toplumsal çıkarları öne koyarak ve
yeni bir yaşam inancıyla bu kararı verdiğini belirterek, kitabını hazırlarken,
"Türkiye'nin Karpaz'ın verilmesine sıcak baktığını" da öğrendiğini ifade etti.
Düzgün, önümüzdeki süreçte başlayacak yeni tur görüşmelerin odağının Karpaz
olacağı görüşünü de dile getirdi.
Başaran Düzgün, özgür ve birleşik Kıbrıs inancının hala bulunduğunu,
kitabını da hep bu dilekle imzaladığını söyledi. Düzgün, kitabın Kıbrıs Türk
perspektifiyle hazırlandığını, ikinci bir kitapta olayları Türkiye açısından
değerlendirmeyi çok istediğini de ifade etti

Hiç yorum yok: