Haber üretimi ile egemen ideoloji arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Haber üretim süreci, aslında toplumdaki egemen sınıfın hakim ideolojisinin ve bu anlamdaki ilişkilerin yeniden üretilmesine katkı sağlamaktadır.
Gazetelerin manşetlerinden, televizyonların haberlerinden gerek mevcut sistemin ideolojik düzeyde korunması, sürdürülmesi kavranabileceği kimi zaman doğrudan doğruya medya patronunun özel çıkarları için de böyle bir yayının yapıldığı gözlemlenebilir. Haberin işleniş biçim, olayın tarihsel, toplumsal ve sosyolojik koşullarından koparılarak kişiselleştirme yoluyla ideolojik yanıltmaya da yol açabilmektedir.
Bu genel çerçevenin dışında tek egemen ideolojiye karşı mücadele eden basın organları da söz konusudur .egemen ideolojinin, dolayısıyla hakim sistemim yeniden üretilmesine katkıda bulunan büyük medya kuruluşları karşısında sol diye tanımlanabilen gazeteler, basın-yayın organları da bulunmaktadır.
Gerçeklerin ortaya çıkmasında bu tür yayın organlarının önemli işlileri olmuştur.kimi zaman egemen ideolojiyi benimseyen medya kuruluşlarında da editör yal bağımsızlığı savunan gazetecilerin araştırmacı gazetecilik ilkeleri çerçevesinde sınırlı da olsa sisteme muhalif haberler yaptığı gözlemlemektedir.
Ancak toplumun genel etkilenme düzeyi açısından dağıtım vb. sorunlar yaşayan sol nitelikli basın organlarını ve büyük medya kuruluşlarındaki seslerin yeterince etkili olduğunu söylemek pek mümkün gözükmemektedir.
Öte yandan haber sürecinin oluşumunda, hiyerarşik düzeyde alt-üst ilişkisi biçiminde yapılmıştır. Genel yayın yönetmeninden başlayarak yazı işleri kadrosu ve muhabire kadar uzanan yapı, içinde kimi zaman yatay ilişkileri barındırmakla birlikte hiyerarşik ve bürokratik bir yapıdır. Bu yapıda, hem toplumsal sistemin ideolojisi,hem medya patronun çıkarları, hem de yönetim kademesinin görüşü egemendir.günümüzde gazeteciliğin büyük ölçüde hakim değer ve düşüncelerin yeniden üretilmesine hizmet ettiğini ifade etmek mümkündür.
Ünlü iletişim kuramcısı Oneil’ın belirttiği gibi Pazar koşullarında gazetecilik pazarın içerdiği iddia edilen çeşitlilikle çok seslilikle bağdaşmaz:düşünce çeşitliliğini, özendirmek bir yana, Pazar üreticiyi izleyicilerin önceden varolan değer ve inançlarına uygun haberler yapmaya zorlar. Sonuçta ortaya çıkan haber de, piyasanın talebine uygun bir şekilde yüzeysel ve sansasyonel olmak durumunda kalır.
Bu konudaki kimi teorik yaklaşımlar, medyanın gerçek ekonomik ve siyasal durumu maskelemeye yönelik bir manipülasyon yaptığını iddia ettiği gibi medya sahiplerinin çıkarlarını toplumda “yanlış bilinç yaratma yoluyla meşrulaştırmayı” da amaçladığını öne sürmektedir.
Medya araçlarının diğer bir işlevi de, tüketimin gereğinden fazla özendirilmesidir. Bu kitle iletişim araçlarına sahip olanlar öncelikle kendi ürünlerinin pazarlanması ve üretilmesi için çaba harcarlar genel çevrede de tüketimin benimsetilmesi yoluyla sistemin ekonomik düzeyde yeniden üretilmesine katkı sağlar.
kenan evren duman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder