Haber ve haberci kimlikleri arka planda kalmaktadır. Gazeteciler acil haber sunmakla yükümlü birer eleman niteliğine bürünmüşlerdir.
Gazete üst yönetimlerinde görülen çok yüksek ücretlerin yanı sıra, gazetecinin omurgasını yada alt yapısını oluşturan haber biriminde çalışanların ücretleri genellikle düşük kaldı. Böylece muhabirlerin, haber kaynaklarına karşı etkinliği ve saygınlığı da aşınmaya uğratıldı. Düşük ücretli, deneyimsiz stajyer muhabirlerin muhabir gibi çalıştırılmaya kalkışılması da bu aşınmayı arttırdı.
Gazetecilik, Pazar ve kar motiflerinin peşine düşmüştür. Haber “mal”, okur-izleyici “müşteri”, gazeteci “bant işçisi” olmuştur. Francis Balle’nin “çifte aidiyet” dediği kavramda, bir tarafta, mesleki kural ve ilkeler vardır., öteki tarafta da, bir yere bağımlılık, teslimiyet, sadakat “çifte aidiyet” her zaman çifte “sadakatsizlik riski” de taşır.
Tekelleşme, gazetecinin temel görevi olan objektif bilgiyi taşıma ve aktarma işlevini bozar. Dürüst ve doğru haber veren araştırmacı gazeteciler tekelci basında kendilerine yer bulamazlar.
İşten atılma ve iş bulamama korkusu, basın emekçisinin, patronların meslek ahlakıyla bağdaşmayan tavırlarına ve baskılarına karşı çıkmalarına engel olmaktadır. Basın sektöründe emek sömürüsü had safhadadır. Kaçak işçilik; basın emekçilerini uzun yıllar sigortasız ve sözleşmesiz olarak çalıştırmaktadır. Üç alık staj süresi, basın-yayın organları tarafından sömürü aracı olarak değerlendirilmekte ve bu süre kimi zaman dört ya da beş yıla ulaşılmaktadır. Bu ortam, basın emekçilerini adeta köle durumuna sokmaktadır.
kaynak.Tuncay Özkan, Medya Nereye?, Yeni Türkiye 11, Medya Özel Sayı
Nail Güreli, Basında Sorumluluğun çeşitli Boyutları, Yeni Türkiye 11, Medya Özel Sayı 1,
der:kenan evren duman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder