"Yalnızlık mı?.. Oysa, ben yalnız olmaya gençlikten alışkınım ya!.. Balkon kapısı açıktı. Tül perde arada bir kıpırdıyor. Gecenin serinliği içeriye doluyordu. Sessizliği de... Sessizliği ürkütmekten titizlikle kaçındım. Öksürmekten bile korkar oldum. Ve.. belirli bir şeyi dert edinmeden, uzun süre öylece durmayı başardım. Gerçekte, bilinçli olarak da yapmadım bunu, kendiliğinden öyle oldu. Sonra sabah oldu. Dışarının ağartısı, "Ben geldiim!.." dedi. İyice serinlik oldu. Perde daha çok kıpırdar oldu. Karga sesleri duyuldu."
Türk hikayeciliğine 50 yıl sonra bakıldığında ismi yaldızlı sayflarda olucak bir isim Necati Tosuner, Sessizliği, yalnızlığı iyi anlatan isimlerin başında..bana bir şey anlat dediğinizde Tosuner kitapları size siyahın farklı bir tonunu anlatır. Okurken hep bir iskoç kentinde yada güney Fransa'da penceresine durmadan sağanak yağmur tanesinin düştüğü yerleri anımsarım, biraz içime döner, kitaplarında kaybolurum 14 yaş korkularımla...
Kenan Evren Duman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder