2000'ler Türkiye'sinde Gazetecilik ve Medyayı Anlamak
L. Doğan Tılıç
Su Yayınları
Savaşın ilk kurbanı hep gerçekler olurmuş... İkiz Kuleler ve Pentagon'a çakılan uçaklar da dünyayı bir savaş havasına soktu. Afganistan bombardımanı ile başlayan savaşta yine gerçekler mi kurban edilecek? Savaş koşullarında gazetecilik nasıl yapılır? Ulusal güvenlik, ulusal çıkar ve devlet sırrı gibi, gazeteciler için son derece netameli konular medyanın gündeminde... "Özgür basının beşiği" olarak bilinen Britanya ve ABD'de de bile sansürün ayak sesleri duyuluyor. Ulusal güvenlik, devlet sırrı gibi kavramlar ne anlama geliyor? Bir bilginin "sır" olduğuna, onu yazmanın ulusal çıkara aykırı olduğuna kim, nasıl karar veriyor? Medya ve demokrasi arasında nasıl bir ilişki var? İkiz Kuleler; demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve sivil toplum örgütleri üzerine de mi yıkılacak? Peki kamu yararı nedir? Dünyanın savaşa sürüklendiği günlerde ve yüzbinlerce insanın işinden, aşından olduğu Türkiye'de hala nasıl televole haberciliği, habeğlendiricilik yapılabiliyor? "Doğruyu söyleme mesleği" olan gazetecilik bugün nasıl yapılıyor; internet, multi-medya ve dijital teknolojinin hakim olacağı gelecekte nasıl yapılacak? Medya sisteminin gerçekte nasıl işlediğini biliyor muyuz? Medyayı tanımadan, ondan gelen haberleri doğru okuyup doğru anlayabilir miyiz? İşte medyayı anlamak ve anlatmak üzere kaleme alınan bu kitap; Üzeyir Garih cinayetinden Usame Bin Ladin haberlerine kadar Türkiye gazetecilik pratiğinden pek çok güncel örneği de irdeleyerek, yukarıdaki sorulara yanıt ararken tarihe de tanıklık ediyor.
240 sayfa, Ciltsiz. hamur, ISBN: 975-6709-21-9; Boyut: 13cm x 19cm; Baskı Tarihi: 2001
Özgün Dili: Türkçe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder