3 Kasım 2009 Salı

Hegemonya medya ilişkisi

Hegemonya; toplumdaki ekonomik süreçler üzerinde etkili bir üstünlük sağlamış olan başat sınıf ittifakının ya da yönetici bloğun, bir toplumun hayat tarzlarını, adetlerini ve anlayışlarını, bizatihi biçimini ve kültür ve medeniyet düzeyini, doğrudan doğruya tikel bir sınıfın dar çıkarlarına yarar sağlamasa bile, bir bütün olarak hayatın başat toplumsal ve üretim sisteminin gelişimi ve genişlemesini destekleyen bir yönde dönüştürebilecek ve yeniden biçimlendirilebilecek şekilde toplum üzerinde sağladığı üstünlüğünü geliştirdiği ve yaydığı tüm süreçleri kuşatır. Hegemonya bir ölçüde hukuksal ve meşru zorun yanı sıra, ilke olarak hegemonya içinde tabi durumdaki sınıfların ve toplumsal grupların aktif rızasının kazanılması yoluyla başarıldığının belirtilmesidir. Her türlü hegemonyanın süregitmesi, konu kitlenin hegemonya sahipleriyle uyum içinde çekilmesine bağlı. Günümüzde zorla uyum çağ dışı kalır. Bireyin ve toplumun ikna edilmesi, inandırılması ve uyum sağlaması için kitle iletişimi teknikleri en yaygın ve etkin şekilde kullanılıyor. Medya kendisini uylaşım içinde yönlendirirken aynı zamanda uylaşım üzerinde biçimlendirici bir tarzda işleyip uylaşıma şekil vermeye girişir. Toplumsal rızanın üretiminde uylaşımı yansıtır. Bütün bunları yaparken de diyalektik sürecin asli parçası haline gelir. Medyayı devlet içinde temsil edilen başat toplumsal çıkarların güç alanı içinde yönlendiren de bu rızanın üretimi sürecidir. Medyanın devletin ideolojik aygıtları olduğu söylenebilir. (Sadi Özdemir)

Hiç yorum yok: